Nihat Babaözü, Hibya Haber Ajansı’na yaptığı açıklamada, ülkenin bir bilinmezliğe doğru götürüldüğünü ifade ederek, nisan ayında Mardin’de toplanan Ulusal Hububat Konseyin’de bir takım kararlar alındığını kaydetti.

Babaözü şöyle devam etti:

“Bu kararlardan en çarpıcı olanı ise şuydu; iklim değişikliklerinden dolayı Türkiye’de artık iklimin üretime müsade etmediği, üretimin düştüğü vurgulandı ve üretimde verimlilik düştü denildi.”

Hükümet yetkililerinin verimliğin kuzeye Rusya ve Ukrayna’ya kaydığını dile getirdiklerini anlatan Babaözü, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Sermaye sahiplerine buralar işaret edilerek, buradan arazi kiralayın, bundan sonra tarımsal üretimi oralarda yapın denildi. Daha önce de hükümetin Sudan gibi yerlerde yüzmilyonlarca dolar parayı nasıl gömdüğünü, arazi kiralayacağız, buğday getireceğiz, tarım ürünü getireceğiz dediğini biliyoruz. Peki Türkiye’de bir kazma vuruldu mu, Türkiye’de tarımsal üretimi artırmak için sulanabilir araziyi artırmak için bir adım  atıldı mı, atılmadı.”

Marmara bölgesi ya da Trakya bölgesi kadar alanın ekilemez durumda olduğunu, bunun resmi rakamlarla meydanda olduğunu açıklayan Nihat Babaözü, “hükümet de bunu biliyor ve üreticileri, çiftçileri tehdit ediyor. Arazinizi iki yoldan fazla üst üste ekmezsen elizinden alıp ekeceklere kiraya vereceğiz diyor. Yani tehdit ediyor. Peki çiftçiler iflas ederken, batarken, ürettiğinden para kazanamazken, insanları niye zorluyorsunuz” diye konuştu.

Hükümetin “gidin, köyleri bırakın” dediğini iddia eden Babaözü, sözlerini şöyle tamamladı:

“Hindistan Pakistan savaşı var. Buralarda 250 milyon insan var. Bu insanlara hükümetimiz 2, 3 yıl kadar evvel çifte vatandaşlık hakkı tanıdı. Yarın Afganlıların geldiği gibi, Pakistanlıların çok büyük bir kısmı da Türkiye üzerine sürülürse, köylerimizi boşattığımızda, köylerimize bunlar yerleştirilirse ne olacak. Gidilen nokta bu. Hükümet memleketi felakete götürüyor. Dönülmez felakete götürüyor. Herkes gözünü açsın.”